Ankara Sincan’dan geçen tanklar, Türk siyasi tarihinin derin izler bırakan bir dönemin başlangıcını simgeliyordu. 28 Şubat 1997'de gerçekleşen ve tam 9 saat süren Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısı, bu döneme adını verdi. "Postmodern darbe" olarak da anılan 28 Şubat sürecinin üzerinden 28 yıl geçti.

28 Şubat'ın Siyasi Atmosferi

28 Şubat öncesinde Türkiye'de gergin bir siyasi ortam hakimdi. Askerler, Necmettin Erbakan'ın başbakan, Tansu Çiller'in de başbakan yardımcısı olduğu Refah-Yol hükümetini "irticai faaliyetlerle" suçluyordu. Erbakan'ın Başbakanlık Konutu'nda verdiği iftar daveti, İran ve Libya ziyaretleri ve başörtüsüyle ilgili tartışmalar, askeri kaygıları artıran unsurlar arasındaydı. Sincan'da düzenlenen Kudüs gecesi de olayların fitilini ateşleyen önemli bir etkendi. Bu gergin atmosferde, Sincan sokaklarında tankların görünmesi, yaklaşan bir müdahalenin işaretiydi. Bu durum, MGK'nın 9 saat süren olağanüstü toplantısına zemin hazırladı.

MGK Kararları ve Sonuçları

9 saat süren tartışmaların ardından, bugün hala tartışılan 18 maddelik 28 Şubat kararları açıklandı. Kararlar, laikliğin korunması adına yasaların sıkı bir şekilde uygulanmasını öngörüyordu. 8 yıllık kesintisiz eğitim, tarikatların kapatılması ve bazı medya gruplarının kontrol altına alınması gibi önlemler öne çıkıyordu. Bu kararlar uzun süre tartışma konusu olsa da uygulandı ve Refah Partisi'ne kapatma davası açıldı. Haziran ayında Necmettin Erbakan başbakanlıktan istifa etti ve hükümeti kurma görevi, ortak hükümet ortağı Tansu Çiller'e değil, muhalefetteki Anavatan Partisi lideri Mesut Yılmaz'a verildi. Bu durum, 28 Şubat sürecinin siyasi sonuçlarını açıkça ortaya koyuyordu.

Yargı Süreci ve Sonuçları

15 yıl sonra, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) kurulan Darbeleri Araştırma Komisyonu, 28 Şubat postmodern darbeyi yeniden ele aldı. 2013 yılında açılan davada, 2018 yılında 21 sanığa müebbet hapis cezası verildi. Ancak, Yargıtay'ın 2021'deki kararıyla 14 sanığın müebbet hapis cezası onaylanırken, 4 sanığın cezası bozuldu, 12 sanığın cezası ise zaman aşımından düştü. Milli Güvenlik Kurulu kararlarının uygulayıcıları arasında yer alan dönemin Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı ve Genelkurmay 2. Başkanı Çevik Bir de bu süreçten etkilendi. Cezaevinde yatan bazı sanıklar, sağlık sorunları nedeniyle tahliye edilirken veya cezaları kaldırılırken, bazıları ise hayatını kaybetti. Bu gelişmeler, Türkiye siyasetinde tartışmaları yeniden alevlendirdi ve 28 Şubat'ın yarattığı derin izlerin hala hissedildiğini gösterdi.